24 Nisan 2016 Pazar

Felsefede önyargı nedir neden önyargılı oluruz?

Felsefede önyargı nedir neden önyargılı oluruz?
Felsefede Önyargı
İnsan kendi gibi düşünmeyen ve davranmayan diğer kişi veya gruplara karşı, hoşgörüsüz ise ve sırf bu nedenle ayrımcı tutumlar sergiliyorsa önyargılıdır.
Bir başka görüşe göre de önyargılar yan tutmaktan kaynaklanır. İnsan yan tuttuğu için, otoritelere baş eğen “öteki” ler peşin hükümlüdür.
Önyargılar, belirli bir kişi veya grup hakkında olumsuz kanaatler içerir. Çok önceden dile getirilmiş, henüz olgunlaşmamış ve kanıtlanmamış düşünce kalıplarına dayanarak peşinen karar verme durumu söz konusudur.
Önyargı olumsuz bir tutumdur ve birçok sosyal durumda kendini gösterebilir. Ne yazık ki önyargıyı kırmak kolay değildir.
İnsanların diğer kişi veya grupların lehinde ya da aleyhinde önyargıya dayalı peşin hükümlü olmaları, psikolojide, sadece inançlar ve fikirler açısından değil, aynı zamanda duygusal açıdan da ele alınmaktadır.
Felsefi bakış açısında yaşam, daha anlamlı yaşamayı gerektirir. Yaşamı sorgulamak, daha doğrusu insanın kendisini sorgulaması önemlidir. Felsefe, hemen hemen her konuda yaşama dair söz söylemeyi gerektirir. Bir konunun felsefesinin olması, o konuda ayrıntılı ve etraflıca düşünüldüğünü, o konunun sağlam bir temele oturtulduğunu gösterir. Felsefi dayanağı olmayan, derin düşünceden uzak bir konu fazla ömürlü olamaz. Esas olarak insan hakları, ayrımcılıkla mücadele, demokrasi, birlikte yaşama ve etik ilkeler konularında felsefe eğitimi alan kişilerin söz söylüyor olması, daha sağlıklı bir toplum oluşturacaktır.
Doğal olarak felsefe, yaşama dair görüş çeşitlilikleri yaratır. Yaşama dair gerçeklerin farklı görüşler çerçevesinden görünmesine imkan yaratır. En önemlisi farklı düşünceye sahip kişilerin birarada yaşamalarına katkı sağlar. Felefede durağanlık değil süreklilik esastır. Soru sormayı, yaşamı ve insanları sorgulamayı öğretir. Bunların olabilmesi için de önyargılardan uzak durmak gerekir.
Einstein demiş ki, önyargılardan kurtulmak, atomu parçalamaktan çok daha güçtür. Yine demiş ki, yaşamı değiştirmek için önce insanın kendisini değiştirmesi gerekir. Bu değişim ise önyargıları terketmekle olur.
Önyargılar bazen gerçekleri hissetmeye yardımcı olabilir. Yol gösteren içgüdüsel bir davranış şekli olabilir. Ancak acaba yaşanılan deneyimler mi önyargıları meydana çıkarıyor, yoksa önyargılar mı insanlara deneyim kazandırıyor, bu tartışmalı bir konudur. Bazen önyargı ile yaklaşılan insanlar hakkında haklı çıkılabilir, bazen de yanılgı olabilir. En iyisi önyargılarıdan uzak durmaktır.
Bugün toplumda yaşanan sorunların temelinde, insanların yeterli bilgi ve görüşü olmadan olayları yorumlaması yatar. Başkalarının davranış ve düşüncelerini değerlendirirken eldeki veriler yeterli olmasa bile, insanlar yanlış yargılara varabiliyor. Unutmayın, önyargısız olan kişiler, yaşama her zaman farklı gözle bakabilen insanlardır.

Hiç yorum yok: